8 kişilik bir ekipten oluşan Şehir Dedektifi İnisiyatifi, Çocukların hiçbir şekilde ayrımcılığa uğramadığı, gelişme sürecinde kendini olduğu gibi ortaya koyabildiği, sağlıktan eğitime tüm haklarına erişebildiği kentleri hayata geçirmek için yaklaşık 2 sene önce yola çıktı. İnisiyatif gönüllülerinden Gizem Kıygı amaçlarını ve çalışmalarını şöyle anlatıyor: ÇOCUKLAR İÇİN DAHA YAŞANABİLİR KENTLER
“2019’da bir sosyal girişim olarak yola çıktık ve kentleri çocuklar için daha yaşanabilir hale getirmeye çalışıyoruz. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde yer alan hakları, kentlerde hayata geçirmeyi amaçlıyoruz. Bunu yaparken çocukların kentle ilişkisini gözlemliyoruz, ‘Yetişkin için ne demek, ne için kullanıyor?’ sorusu üzerinden ilerlediğimizi ve kentin hafızasını, kültürel birikimini çocuklarla nasıl paylaşabileceğimizi, çocukların hafızasını kent kültürüne nasıl aktarabileceğimizi düşünerek yola çıktık. İlk faaliyet alanımız İstanbul. Bunun için somut olarak yaptığımız çalışmaların başında çocuk dostu haritalar geliyor. Çocukların kenti algılayabileceği oyunlar oynayabileceği tematik haritalar üretiyoruz. Beyoğlu, Tarihi Yarımada ve Flora İstanbul haritaları ürettik. Başka iller için de çalışmaya başladık, yakın zamanda bir Ankara çalışmamız olacak.DEPREMDE SOMUT OLARAK KARŞIMIZA ÇIKTI
Geçtiğimiz Ekim ayında yaşanan İzmir Deprem’inde de çocuk dostu kentin önemi somut olarak karşımıza çıktı. Çadır kent alanlarına çocuklar için sosyal etkinlik ortamları, spor alanları, eğitim istasyonları ve kütüphaneler gönüllüler, belediyeler, sivil toplum kuruluşları ve dernekler tarafından kuruldu. İlgili kişiler, oyun odaklı etkinlikler sayesinde çocukların iyileşme sürecine katkı gösterse de bu etkinliklerin yanı sıra çocukların güven içinde yaşamaları oldukça önemli bir yer tutuyor. Atölye çalışmalarımız katılımcı metotlar geliştirmek üzerine kurulu. Çocuklar nasıl bir kentte yaşamak istiyor, ne düşünüyor ve ne hissediyor sorularına cevap arayan oyunlar tasarlıyoruz. Pandemiden önce fiziksel olarak bir araya geliyorduk ancak bu süreçte etkinlikleri mecburen çevrimiçi ortama taşıdık.
“2019’da bir sosyal girişim olarak yola çıktık ve kentleri çocuklar için daha yaşanabilir hale getirmeye çalışıyoruz. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde yer alan hakları, kentlerde hayata geçirmeyi amaçlıyoruz. Bunu yaparken çocukların kentle ilişkisini gözlemliyoruz, ‘Yetişkin için ne demek, ne için kullanıyor?’ sorusu üzerinden ilerlediğimizi ve kentin hafızasını, kültürel birikimini çocuklarla nasıl paylaşabileceğimizi, çocukların hafızasını kent kültürüne nasıl aktarabileceğimizi düşünerek yola çıktık. İlk faaliyet alanımız İstanbul. Bunun için somut olarak yaptığımız çalışmaların başında çocuk dostu haritalar geliyor. Çocukların kenti algılayabileceği oyunlar oynayabileceği tematik haritalar üretiyoruz. Beyoğlu, Tarihi Yarımada ve Flora İstanbul haritaları ürettik. Başka iller için de çalışmaya başladık, yakın zamanda bir Ankara çalışmamız olacak.DEPREMDE SOMUT OLARAK KARŞIMIZA ÇIKTI
Geçtiğimiz Ekim ayında yaşanan İzmir Deprem’inde de çocuk dostu kentin önemi somut olarak karşımıza çıktı. Çadır kent alanlarına çocuklar için sosyal etkinlik ortamları, spor alanları, eğitim istasyonları ve kütüphaneler gönüllüler, belediyeler, sivil toplum kuruluşları ve dernekler tarafından kuruldu. İlgili kişiler, oyun odaklı etkinlikler sayesinde çocukların iyileşme sürecine katkı gösterse de bu etkinliklerin yanı sıra çocukların güven içinde yaşamaları oldukça önemli bir yer tutuyor. Atölye çalışmalarımız katılımcı metotlar geliştirmek üzerine kurulu. Çocuklar nasıl bir kentte yaşamak istiyor, ne düşünüyor ve ne hissediyor sorularına cevap arayan oyunlar tasarlıyoruz. Pandemiden önce fiziksel olarak bir araya geliyorduk ancak bu süreçte etkinlikleri mecburen çevrimiçi ortama taşıdık.